4 Kasım 2012 Pazar

Olmuyor


"Yeni yüzler yardımcı olmuyor
Geçen aylar,geçen zaman
Hayatına uzaktan bakmak yardımcı olmuyor
Olmuyor, yardımcı olmuyor..."

1 Kasım 2012 Perşembe

Hayat çok zor..

Şimdi düşünün 3 arkadaş üniversite yemekhanesinde bulaşıkçı. Binlerce öğrenci yemek yedikten sonra o tepsileri boşaltıyorlar ama o 2 saat boyunca hiç ara vermeksizin.
Ve arkadaşlarınızdan birisi kriz geçiriyor. Birkaç görevli koşup geliyor.
Ambulans yarım saat sonra geliyor.
Ama siz işi bırakıp arkadaşınıza bakamıyorsunuz. İş o kadar fazla, o kadar ağır ki yerde kriz geçiren arkadaşınıza bakmak yerine tepsileri almaya devam ediyorsunuz. Çünkü bırakamazsınız işi yoksa işten çıkarılacaksınız, bağıramazsınız da orada kargaşa olsa kesinlikle ileride başınıza açılacak dertlerle uğraşamazsınız.
Ve bizde masada otururken yarım saat boyunca adam iyi mi diye düşümekten yemek yiyemedik.

Arkadaşınız yerde kriz geçiriyor ve siz hala çalışmak zorundasınız?! Burada adalet nerde..
Belki arkadaşınız o gelmeyen ambulanstan dolayı ölecek ama siz hala göyaşlarınız gözlerinizde dolu bir şekilde kimseye belli etmeden hala tepsileri alıyorsunuz. Sol tarafa dönüp yere bile bakamıyorsunuz arkadaşınız iyi mi diye, nasıl diye çünkü belki baksanız her şey bitecek sizin için. O tuttuğunuz gözyaşları akacak, öğrencilere belli etmemeye çalıştıkları o sert ifade bozulacak.
Bakamıyor bu yüzden.
Ambulans geldi görevliler içeri girdi o iki kişi hala devam etti tepsileri almaya. Arkadaşları çıkarıldı oradan sedyeyle ve göz ucuyla gördüler, bir an durdular ve sonra tekrar devam ettiler.
Ve orada belki de hayatlarının en zor sınavlarından birini verdiler.

Hayat çok zor.

31 Ekim 2012 Çarşamba

Verilmeyen Cevabın Öldürmesi

Bir kadın sevdiği adama bir soru sordu.
Korkuyordu kadın. Delicesine..Titrek bir sesle sordu, gururuna yediremezcesine ama aynı zamanda hiç umursamıyormuşçasına. İçindeki korku sadece ona aitti kimse görmemeliydi.
Ve sordu.
"Ona aşık mısın?"
Adam cevap verse bir yana, vermese..
Adam sadece ona baktı, hiç cevap vermedi.
Ve kadın verilmeyen bir cevapla orada öldü.
Kalbini orada bırakıp çıktı ve bir daha asla aşık olamadı.

21 Ekim 2012 Pazar

Hayat..

Hayattaki en değişik şey bir insan kendi evine döndüğü zaman "Bunu alabilir miyim?" ya da "Bunu yiyebilir miyim?" diye sormaktır. Her şeyi kullanabileceğinizi bilseniz bile size asla öyle hissettirmiyordur artık.

Kendi evimde yabancı gibiyim

Çarşamba günü tekrar izmire döndüm. Sırf annemin doğum günü diye. 3 dersi + Fransızcayı kaçırdım ki keşke yapmasaymışım değmezmiş gelmeme şuan bile yarın bavulu tekrar toplayıp yurda dönsem mi diye düşünüyorum kafam her an attı atacak. Bir de evde hiçbir şey yokmuş gibi neden konuşmuyorsun diye söylenip duran klasik aileler vardır ya al işte öyle bir ailede yaşıyorum.
Zaten kaç haftadır evde değilim gelirken getirdiğim adam gibi bişi yok valizlerin en küçük boyuyla ve sırt çantamla seyahat ediyorum ne getirebilirim eve iki tane t-shirt yıkadı diye ben sizin hizmetçiniz miyim diye tribe girdi kadın. Yok ya sömestra kadar bir daha dönmek istemiyorum bu eve.

Herkes manyak mısın İzmir dururken kalkıp niye Ankara'da okuyorsun diyor bu yüzden okuyorum işte bu aileden bi kurtulmak için. Tamam çoğu zaman özlüyorum falan böyle ama bi süre sonra işin cılkı çıkıyor ya. Neden bu şehri terkettiğimi anlıyorum çoğu zaman ki haklı olduğumu biliyorum her gün stres yaşamaktansa yurtta yaşamayı tercih ederim. Tamam ev gibi değil yemek olayı sorun oluyor ama yapacak bir şey yok ki kampüs içinde kaldığım için zaten bi rahatlık var.


Kendi evimde yabancı gibiyim. Odaya kapattım kendimi 2 gündür hayatımı küçücük bir alanda geçiriyorum.

19 Ekim 2012 Cuma

Unut(a)mamak

 Neden yazıyoruz bu blogları?
Bana yardım edin diye bağırmanın kısa yolu galiba.
Ya da konuşamadığın, konuşmak istemediğin, konuşmak istediğin ama kimsenin bilmesini istemediğin şeyler için.

Unutmak istemediğin şeyler için.
Unutmaktan çok korktuğun şeyler için.
Aslında unutamayız da. Ama bir gün gelecek onları unutacağız diye o kadar çok korkuyoruz ki.
Ben de çok korkuyorum.
Unutmak için çırpınabilirim ama unutunca o parçam eksilecek o kadar iyi biliyorum ki.
Bir şeyler hissettiğim zamanlar belki de gerçekten hissedebildiğim şeyleri unutmaktan korkuyorum.
Çünkü bir daha asla hissedemeyeceğim hem de hiç.